top of page

Nafaka Çeşitleri ve Nafaka Davası

Nafaka kelime anlamı olarak geçinmek için gerekli olan şey bütünü demektir. Türk hukukumuzda nafaka aile hukukumuza özgü olarak gelişmiş olup, dört çeşit nafaka türü vardır. Nafaka konusu hukukumuzda Türk Medeni Kanunda düzenlenmiştir. Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. Yani yoksulluğa düşecek eşe nafaka bağlanması için nafaka ödeyecek kişinin kusurlu olması şartı aranmaz. Nafaka alacak eşin kusurunun daha fazla olmaması gerekir. Bilinmelidir ki nafaka Türk hukukumuzda sadece kadınların aldığı birşey değildir. Yoksulluğa düşecek erkeğe ya da ekonomik gücü daha düşük olan erkeklere de bağlanabilir.


Her ne kadar kanunda süresiz olarak bağlanır dese de belirli hallerde nafaka kaldırılabilir. Nafaka alan eşin yeniden evlenmesi halinde kendiliğinden kaldırılırken, eşin iş bulması veya ekonomik durumununun iyileşmesi halinde taleple birlikte hakim kararıyla kaldırılabilir.


Türk hukukumuzda dört tür nafaka çeşidi bulunmakta olup bunlar;

1) Tedbir Nafakası: Adından da anlaşılacağı üzere tedbiren verilen bir nafaka türüdür. Yani geçicidir. Boşanma davası kesinleşmeden önce verilir. Boşanma davası açılmadan önce veya dava açıldıktan sonra dava sürecinde istenen nafaka türüdür. Dava sürecinde değişen koşullara göre artırılabilir azaltılabilir veya tamamen kaldırılabilir. Hakim tarafların maddi güçlerini araştırdıktan sonra maddi olarak güçlüğe düşecek taraf lehine hükmeder. Tedbir nafakasına hükmedilirken kusur araştırılması yapılmaz. Dava sürecinde ekonomik olarak zor duruma düşecek taraf lehine hükmedilir. Reşit olmayan çocuk lehine de geçici velayet sahibinin lehine olarak da tedbir nafakasına hükmedilebilir. Dava sürecinde olan bu tedbir nafakası taraf lehine devam edecekse adı yoksulluk nafakasına, çocuk için çıkıyorsa adı iştirak nafakasına dönüşür.


2) Yoksulluk Nafakası; bu nafaka türünde de, eşlerin maddi durumları ve mal varlıklarını araştırıp buna göre karar verir. Burada kusur durumu önemli hale gelmektedir. Tarafların eşit kusurlu olması veya nafaka yükümlüsünün daha az kusurlu veya hiç kusurunun bulunmaması durumunda hakim yoksulluk nafakasına hükmedebilir. Yoksulluk nafakası isteyen tarafın diğer taraftan daha ağır kusurlu olmaması gerekmektedir. Aksi halde talebi redddedilecektir. Yoksulluk nafakasını talep edilmek için aranan şartlardan bir tanesi ise nafaka talep eden eşin boşanma ile yoksulluğa düşecek olmasıdır. Gerçekten yoksulluğa düşmeyecek, kendi malvarlığı ve geliri ile hayatını devam ettirebilecek taraf yoksulluk nafakası talep edemeyecektir. Yoksulluk nafakasına hakim tek başına hükmedemez. Mutlaka tarafın talebi bulunmalıdır. Yoksulluk nafakası boşanma davası devam ederken de talep edilebileceği gibi, boşanma davasından sonra da talep edilebilir. Ancak boşanma davasından sonra talep edilecekse boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 1 yıllık süreçte yoksulluk nafakası talepli davanın açılması gerekmektedir.


3) İştirak Nafakası; boşanma davasında verilen boşanma kararı ile, müşterek çocuğun velayeti kendisine bırakılmayan eşin, velayet bırakılan eşe, müşterek çocuğun bakımı, eğitimi ve diğer giderleri için ödemesi gereken paradır. Bu nafakaya ergin olmayan çocuk lehine herhangi bir talep olmaksızın da hakim tarafından hükmedilebilir. Burada esas olan müşterek çocuğun bakımı olduğu için eşlerin kusur durumunun hiçbir önemi yoktur. Mahkeme tarafından daha önce tedbir nafakası adı altında ödenmesine karar verilen nafakanın boşanma ya da ayrılık kararının kesinleşmesi ile birlikte iştirak nafakası şeklinde ödenmesine karar verilir. Türk Medeni Kanunu’nun 329. maddesinde iştirak nafakası talep edebilecek kişiler sıralanmıştır. Söz konusu maddede bu durum; “Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir. Ayırt etme gücüne sahip olmayan küçük için gereken hâllerde nafaka davası, atanacak kayyım veya vasi tarafından da açılabilir. Ayırt etme gücüne sahip olan küçük de nafaka davası açabilir.” şeklinde düzenlenmiştir. İştirak nafakası kural olarak çocuğun 18 yaşını doldurması, evlenmesi ya da TMK m.12 göre mahkeme kararı ile ergin kılınması sureti ile son bulur.


4) Yardım Nafakası; yoksulluğa düşecek alt soy, üst soy ve kardeşlere talep halinde dava tarihinden itibaren bağlanan nafaka türüdür. Yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür, eğitim gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul olarak kabul edilmesi gerektiğini belirtmiştir. Yardım Nafakası mirastaki sıra takip edilerek talep edilebilir. Nafaka alacaklısının Alt Soydan nafaka talep etme hakkı var iken kardeşlerine bu talep ile başvuramaz. Yardım nafakasında yetkili mahkeme taraflardan birinin yerleşim yeri mahkemesidir


Nafakanın ödenmemesi durumunda ise cebri icra ile tahsili yoluna gidilebilir. Kanun koyucu nafakanın tahsilini kolaylaştırmak için bazı tedbirler getirmiştir.


Nafaka alacakları İcra İflas Kanunu'na göre düzenlenecek sıra cetvelinde 1. sıra alacaklar arasında sayılmıştır. Dolayısıyla nafaka borçlusunun menkul ya da gayrimenkul mallarının icra yolu ile satılması durumunda satış parasından nafaka alacağı öncelikle ödenir.


Nafaka alacaklarının tahsili için emekli maaşına haciz konulabilir.


Nafaka alacağının tahsili için nafaka borçlusunun maaşına haciz konulması durumunda aylık nafaka miktarının tamamı maaştan kesilir.


Nafaka borçlusunun maaşında önceden haciz olsa bile aylık nafaka miktarı önceki hacizlerden bağımsız olarak maaştan kesilir.


Nafaka borçlusu, aylık nafaka bedelini ödememesi durumunda nafaka alacaklısının şikayeti üzerine diğer şartların da mevcut olması durumunda 3 aya kadar tazyik hapsine mahkum edilecektir.


Boşanma Davasında Nafaka Talebinde Bulunulması

Nafakaya ihtiyacı olan ya da olacağını düşünen taraf, boşanma davasından sonra ayrıca bir nafaka davası açmak yerine halihazırda açılacak olan boşanma davasında nafaka talebinde bulunabilir. Nafaka, boşanma davasının ferilerinden biridir ve boşanma davası ile birlikte talep edilmesinde herhangi bir sakınca yoktur, hatta boşanma davası ile birlikte talep edilmesi, usul ekonomisi açısından da tercih edilmesi gereken bir durumdur.


Nafaka, hem anlaşmalı boşanma davasında hem de çekişmeli boşanma davasında talep edilebilir. Anlaşmalı boşanma davasında nafakaya hükmedilmesi, iştirak nafakasına ilişkin istisnai bir takım durumlar haricinde taraf iradelerine bağlıdır. Ancak çekişmeli boşanma davasında nafakaya ilişkin olarak ileri sürülen tüm hususlar ispat edilmeli ya da en azından hakim nezdinde nafakaya hükmedilmesi gerektiğine ilişkin kanaat oluşturulmalıdır.


a) Anlaşmalı Boşanma Davasında Nafaka

Anlaşmalı boşanma davası: Tarafların boşanma, boşanmanın ferileri(nafaka, tazminat, velayet), ziynet eşyaları ve mal paylaşımı gibi hususların tamamı üzerinde anlaşmaya varmaları durumunda, beraberce imzalayacakları anlaşmalı boşanma protokolünün boşanmaya dair dava dilekçesi ekinde mahkemeye sunulması ile gerçekleştirilir ve herhangi bir hukuki engel bulunmaması halinde tek duruşmada sonlanır.


Anlaşmalı boşanma protokolünde nafaka istenmemiş olması halinde, sonradan maddi ve manevi tazminat ya da yoksulluk nafakası talep edilmesi mümkün olamamaktadır. Çünkü boşanmada maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasının şartları arasında kusur şartı da yer almaktadır ve anlaşmalı boşanma neticesinde, çekişmeli boşanma davasında olduğu gibi kusur tespiti yapılamamaktadır. Bu nedenle anlaşmalı boşanma davasında talep edilmeyen yoksulluk nafakasının, sonradan talep edilmesi de mümkün olamamaktadır. Ancak ergin olmayan çocuk için bağlanacak olan iştirak nafakası, kamu düzenine ilişkindir. Bundan dolayı anlaşmalı boşanma protokolünde iştirak nafakasına ilişkin hiçbir husus belirtilmemiş olsa dahi, ayrıca boşanma kararı sonrasında açılacak olan nafaka davası ile iştirak nafakası istenebilecektir. Bu noktada "çocuğun üstün yararı ilkesi" dikkate alınır.


İştirak nafakasından taraflar vazgeçse dahi dava konusu edilebilecek yahut sonrasında anlaşılan miktarın artırımı için dava açılabilecektir. Nitekim iştirak nafakası çocuk lehine hükmolunan bir nafaka olduğundan tarafların feragati geçerli olmayacaktır. Hatta günümüzde anlaşmalı boşanma davasını inceleyen aile mahkemesi hakimleri tarafından iştirak nafakası çocuğun giderlerine ilişkin olduğundan dolayı ve bu durumun da kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle taraflarca iştirak nafakası talebinde bulunulmamış olsa dahi cüzi bir miktar iştirak nafakasına resen(kendiliğinden) hükmolunduğu görülebilmektedir.


b) Çekişmeli Boşanma Davasında Nafaka

Çekişmeli boşanma davasında, anlaşmalı boşanma davalarından farklı olarak tarafların iradeleri ve talepleri tek başına hüküm kurmaya yeterli olmaz. Taraflar arasında doğruluğu çekişmeli olan tüm hususlar, hukuka uygun deliller ile ispatlanmalı ve hakimde talep konusuna ilişkin olarak karar vermeye elverişli oranda vicdani kanaat oluşturulmalıdır. Böylece çekişmeli boşanma davasında: Dava süresince tedbir nafakası, dava sonrasında da yoksulluk ve iştirak nafakasına hükmedilebilir.


Çekişmeli boşanma davası süresince sonradan yoksulluk ve iştirak nafakası olarak devam etmek üzere tedbir nafakasına hükmedilebilir. Bunun için de aynı velayet hususunda olduğu gibi aile mahkemesi hakimleri tarafından genellikle SED Raporunun(Sosyal ve ekonomik durum inceleme raporu) düzenlenmesi ve mahkemeye sunulması beklenir. Ancak uygulamada aciliyet arz eden durumların varlığı halinde hakim tarafından bu rapor beklenilmeksizin tedbir nafakasına hükmedildiği de görülmektedir.


Tedbir nafakasına ilişkin olarak verilen karara itiraz edilmesi mümkündür. Buna ilişkin olarak mutlaka beyanları doğrular nitelikte deliller öne sürülmesi gerekmektedir. Örneğin tedbir nafakası ödemekte olan eş, ekonomik durumunun bu nafakayı karşılamaya müsait olmadığını ya da tedbir nafakası ödeyebilecek durumu olsa dahi ara kararda belirtilen miktarı ödemeye elverişli olmadığını ispat edecek nitelikte deliller sunmalıdır. Buna ilişkin olarak kira sözleşmesi, kira, aidat ve fatura ödeme dekontları, kredi ödeme dekontları vb. deliller sunulabilecektir.


Boşanmaya ilişkin mahkeme tarafından verilecek nihai karar ile birlikte verilen yoksulluk veya iştirak nafakasına ilişkin hükme yönelik olarak ise istinaf yoluna gidilmesi gerekmektedir. Boşanma davası süresince geçerli olmak üzere hükme bağlanan tedbir nafakası, ilamsız icra takibi yoluyla takip edilir. Ancak iştirak ve yoksulluk nafakaları artık ilam hükmünde olduğu için ilamlı icra yoluna başvurulması gerekecektir.


Nafaka Davası

Nafaka davası, çekişmeli veya anlaşmalı boşanma esnasında nafaka talebinde bulunmamış olan tarafın, boşanma davasının tamamlanması ve kesinleşmesi akabinde nafaka talebinde bulunmak istemesi halinde söz konusu olur. Boşanma ile birlikte nafaka talep edilmemiş olması, sonradan nafakanın talep edilemeyeceği anlamına gelmez. Ancak bu durum kural olmakla birlikte, zamanaşımı ile kusur tespiti gibi hususlardan kaynaklı olarak çeşitli istisnaları da mevcuttur.


Nafaka davalarına ilişkin olarak çok önemli bir husus olarak anlaşmalı boşanma davasında yoksulluk nafakası talebinde bulunulmaması veya bu haktan açıkça feragat edilmiş olması halinde sonradan süresi içerisinde nafaka davası açılarak yoksulluk nafakası talebinde bulunulması mümkün değildir. Çünkü haktan açıkça feragat edilmişse zaten mevcut olan bir hak yoktur; feragat edilmemiş, ancak herhangi bir talepte bulunulmamış ve bu nedenle yoksulluk nafakasına hükmedilmemiş ise de, yoksulluk nafakasının şartlarından birinin kusur durumunun tespiti olmasından dolayı sonradan yoksulluk nafakasına hükmedilemez. Çünkü anlaşmalı boşanma davasında herhangi bir kusur tespitinde bulunulmamıştır. Ancak iştirak nafakası çocuğun üstün yararına ve kamu düzenine ilişkin bir husus olduğu için ve kusur şartı aranmadığı için, velayet hakkı kendisinde bulunan taraf diğer tarafa karşı her zaman iştirak nafakası talebiyle dava açabilir.


Zamanaşımı veya Hak Düşürücü Süreler

Boşanma davasının karara bağlanması ve bu kararın kesinleşmesinden itibaren bir yıl geçmesinin ardından, nafakaya ilişkin talep hakları zamanaşımına uğrayacaktır. Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Bu süre, hak düşürücü süre değil, zamanaşımı süresidir. Dolayısıyla mahkeme tarafından resen dikkate alınmaz, karşı tarafça zamanaşımı def'inde bulunulmadıkça zamanaşımı nedeniyle reddedilmez, ancak davalı tarafından zamanaşımı iddiasında bulunulması halinde dava zamanaşımı nedeniyle reddedilir.


Görevli ve Yetkili Mahkeme

Nafaka davalarında görevli mahkeme, Aile Mahkemesi'dir. Aile Mahkemesi'nin bulunmadığı yerlerde ise görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Asliye Hukuk Mahkemesi bu davalara Aile Mahkemesi sıfatıyla bakar.


Nafaka davalarında yetkili mahkemeye ilişkin olarak ise boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında, nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir.


Yukarıda alıntılamış olduğumuz bu özel yetki hükmü genel yetki kuralını ortadan kaldırmamaktadır. Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Dolayısıyla boşanma davasından sonra açılacak olan nafaka davalarında yetkili mahkemeleri aşağıdaki şekilde belirtmemiz mümkündür. Davalının, dava açılış tarihindeki yerleşim yeri mahkemesi ya da davacının yerleşim yeri mahkemesidir.


Nafakanın Artırımı Davası

Nafaka artırım davası, halihazırda mahkeme tarafından hükme bağlanmış olan nafakanın bedelinin, güncel koşullar karşısında yetersiz kalması halinde, nafaka alacaklısı tarafından nafaka yükümlülüğü devam ettiği süre boyunca açılabilecek olan dava türüdür. Türkiyede özellikle son yıllarda görülen yüksek enflasyon oranlarından sonra nafaka artırım davaları da elzem hale gelmiştir. Halihazırda devam etmekte olan bir boşanma davasında ara karar ile hükme bağlanmış olan tedbir nafakasının artırılması için ayrıca nafaka artırım davası açılmasına gerek yoktur. Boşanma davası devam ederken tedbir nafakasının yetersiz kaldığına ilişkin deliller de eklenmek suretiyle, nafaka bedelinin güncellenmesine istinaden mahkemeye talep dilekçesi sunulabilir. Boşanma davasının kesinleşmiş olması halinde ise yukarıda belirtmiş olduğumuz gibi ayrıca bir nafaka artırım davası açılması gerekecektir. Yalnızca nafakanın artırılmasına ilişkin olarak açılacak olan dava, nafaka borçlusunun nafaka yükümlülüğü sona erene kadar açılabilecektir.


Sıkça Sorulan Sorular

Süreli Nafakaya Hükmedilebilir mi?

Nafakanın ne kadar süre boyunca ödeneceği hususu, her bir nafaka türü açısından farklı değerlendirmeye tabi tutulabilir. Tedbir nafakası dava sonuçlanıncaya kadar verilir. Yoksulluk nafakası eşlerden biri ölünce, nafaka alacaklısı olan eş bir başkasıyla evlenince veya nafaka alacaklısının yoksulluk durumu ortadan kalkınca sona erer. İştirak nafakası müşterek çocukların 18 yaşını doldurmasıyla sona erer. Ancak çocuk 18 yaşını geçmiş olsa dahi eğitim öğretiminin devam ettiği gibi sebeplerle ebeveynden yardım nafakası talep edebilir. Yardım nafakası ise yardıma muhtaç olma durumu ortadan kalkınca sona erer.


Süresiz Nafaka Kalkacak mı?

Türkiyede özelliklerde son yıllarda boşanma davalarının artması sebebiyle sıkça tartışma konusu olmuştur. Süresiz nafaka, halen daha yoksulluk nafakası için hukuk sistemimizde geçerliliğini korumaktadır. Bu nedenle yalnızca 1 ay veya 1 gün dahi sürmüş olan evliliklerin sona ermesi akabinde ömür boyu diğer eş için yoksulluk nafakası ödenmesi söz konusu olabilir. Dolayısıyla yeni bir hukuki düzenleme yapılana kadar süresiz nafaka uygulamasının sona ermesi söz konusu olamayacaktır.


Nafaka Ödenmemesinin Yaptırımı var mı?

Nafaka yükümlüsü tarafından nafakanın ödenmemesi halinde nafaka alacaklısı tarafından icra takibi başlatılabilir. İcra takibinin sonucunda taşınır veya taşınmaz haczi, banka hesabına haciz veya maaş haczi gibi yöntemler sonucunda da tahsilat sağlanamaması durumunda nafaka yükümlüsü şikayet edilebilir ve ödenmeyen üç aylık nafaka alacağına istinaden nafaka yükümlüsünün 90(doksan) güne kadar tazyik hapsine tabi tutulması söz konusu olabilir. Bu tazyik hapsi konusu tedbir nafakası için geçerli değildir. Çünkü tedbir nafakası ara kararla hükmolunduğu için icra takibine konu edilirken ilamsız icra şeklinde konu edilmektedir.


73 görüntüleme0 yorum

İlgili Yazılar

Hepsini Gör

Aile Konutu

Comments


bottom of page