Israrlı Takip (The Crime Of Stalking) Suçu
- Av. Hatice Kübra Karadağ
- 15 Kas 2023
- 13 dakikada okunur
Bu yazımızda 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’na, 27/05/2022 tarihli 7406 sayılı kanun ile eklenen Israrlı Takip Suçu; bu suçun nitelikli halleri, düzenleniş şekli, gerekçesi, hukuki konusu, faili, mağduru, unsurları, ortaya çıkış biçimleri, nitelikli halleri, yaptırımı ve muhakeme usulü incelenecektir.
Israrlı takip suçu, Batı ülkelerinde ''Stalking'' olarak bilinen suç tipinin Türk Ceza Kanunu'na ve Türkiye'deki sosyal hayatın gereksinimlerine uyarlanmış halidir. Bu eylemin suç olarak tanımlanmasının sebebi, bu suç kapsamındaki rahatsız edici takip eylemlerinin daha önce suç oluşturmuyor (eğer fail rahatsız edici takibin dışında suç teşkil eden başkaca bir eylemde -tehdit, hakaret, taciz- bulunmuyorsa) ve yaptırımsız kalıyor olmasıdır. Bu suçun düzenlenmesindeki amaç ise, mağdura yönelik gerçekleştirilen ısrarlı takip eylemlerinin fiziksel bir şiddet eylemine dönüşmeden önlenmesidir.
Israrlı Takip Suçu Ve Cezası Nedir?
Israrlı Takip suçunun özellikleri ve unsurları incelenirken suçun madde başlığından da anlaşılacağı üzere genel olarak hakimiyet sağladığı durum “ısrar”dır. Israr kelimesi, Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre “direnme, ayak direme, üsteleme, üstünde durma” şeklinde tanımlanmıştır.
Israrlı takip suçu Türk Ceza Kanunu'nun özel hükümler kitabının ''Kişilere Karşı Suçlar'' başlıklı ikinci kısmının ''Hürriyete Karşı Suçlar'' başlıklı bölümünde TCK’nın 123/A maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir:
TCK m.123/A Israrlı Takip
(1) Israrlı bir şekilde; fiziken takip etmek ya da haberleşme ve iletişim araçlarını, bilişim sistemlerini veya üçüncü kişileri kullanarak temas kurmaya çalışmak suretiyle bir kimse üzerinde ciddi bir huzursuzluk oluşmasına ya da kendisinin veya yakınlarından birinin güvenliğinden endişe duymasına neden olan faile altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Suçun;
a) Çocuğa ya da ayrılık karan verilen veya boşandığı eşe karşı işlenmesi,
b) Mağdurun okulunu, işyerini, konutunu değiştirmesine ya da okulunu veya işini bırakmasına neden olması,
c) Hakkında uzaklaştırma ya da konuta, okula veya iş yerine yaklaşmama tedbirine karar verilen fail tarafından işlenmesi halinde faile bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
(3) Bu maddede düzenlenen suçun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır.
Israrlı takip, kasten işlenebilen neticeli bir suçtur. Kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçunun aksine bu suç genel ve tamamlayıcı nitelikte değildir; işlendiğinde başlıbaşına uygulanır. Yasaya göre ısrarlı takibin suç teşkil etmesi için;
Israrlı bir biçimde bir kimseyi fiziken takip etmek,
Bilişim sistemlerini, haberleşme yahut iletişim araçlarını veya üçüncü kimseleri kullanarak ısrarlı bir şekilde temas kurmaya çalışmak,
fiillerinden herhangi birinin gerçekleşmesi gerekiyor. Ayrıca ısrarlı takibin, mağduru ciddi şekilde huzursuz etmesi, konunun yargıya taşınabilmesi için yeterli sebep olacaksa da ''ısrar'' kavramından dolayı hareketin yapılma sayısı da suç oluşumu için önem arz etmektedir. Bu suç kapsamında suça sebep olacak hareketin birden fazla kez yapılması ile söz konusu ısrar gerçekleşecektir ancak TCK’ya yeni giren bu suç hakkında ısrarlı hareketin “kaç kere” yapılması gerektiğine dair düzenleme getirilmemiştir. Burada tekrar sayısı hakkında yorum yapılacak olursa, suça konu hareketin en az iki kere yapılması gerektiği de aşikardır. Takibin ısrarlı yapılması belli bir sürekliliği gerektirdiğinden bir kereye mahsus yapılmış bir eylem ısrarlı takip suçunu oluşturmayacaktır.
Korunan Hukuki Değer
Israrlı Takip Suçunun Türk Ceza Kanunu’nda “Hürriyete Karşı Suçlar” başlığı altında düzenleniyor oluşu korunan hukuki değer açısından ipucu vermektedir. Zira; suçun fail tarafından gerçekleştirilen ısrarlı davranışlar ile kişilerin ferahlık içerisinde, rahatsız edilmeden, güven ortamında, sağlıklı şekilde yaşama hakları gasp edilmektedir. Bir başka deyişle bu Israrlı Takip Suçu ile korunan hukuki değer; kişinin (mağdurun) iç ve dış huzuru, psikolojik dinginliği, huzuru ve rahatlığıdır.
Madde gerekçesinde de ''mağdurun maddi ve manevi kişiliğine veya vücut bütünlüğüne yönelik daha ağır fiiller ortaya çıkmadan önceki aşamada ısrarlı takip fiillerinin orantılı bir yaptırıma bağlanması amaçlanmaktadır. Düzenlemeyle özellikle kadına yönelik şiddet içeren suçlar işlenmeden önce ısrarlı takip fiilleriyle etkin mücadele edilmesi ve mağdurların korunması hedeflenmektedir.'' denilmektedir.
Israrlı Takip Suçunun Unsurları
1) Fiil
Suçun maddi unsurunu iki seçimlik hareket oluşturmaktadır. Birincisi, ısrarlı bir şekilde fiziken takip etmek, ikincisi ise iletişim araçlarıyla ya da üçüncü kişiler aracılığıyla ısrarlı bir şekilde temas kurmaya çalışmaktır.
Seçimlik hareketin bir sonucu olarak, kanunda gösterilenler dışında bir hareketle bu suçun oluşması mümkün olmaz. Örneğin, ısrarlı bir şekilde hediye ve çiçek gönderme, bir mal veya hizmet ısmarlama, kamera ile görüntü alma gibi davranışlar ısrarlı takip suçunu oluşturmayacak; yerine göre huzur ve sükunu bozma veya cinsel taciz suçundan sorumluluk doğabilecektir.
Israr
Türk Ceza Kanunu 123/A'da ısrarlı takip suçu kapsamında suça sebep olacak hareketin birden fazla kez yapılması ile söz konusu ''ısrar'' gerçekleşecektir ancak madde düzenlenirken bu suçun oluşumu için ısrarlı takip hareketinin ''kaç kere'' yapılması gerektiğine dair bir düzenleme getirilmemiştir. Suçun oluştuğundan söz edilebilmesi ve suçun unsurlarının oluşması için söz konusu fiilin arka arkaya yani “defaatle” yapılması gerekmektedir.
Israr unsurunun gerçekleşmesi, kanuni tanımdaki hareketleri ard arda yapmak şeklinde olabileceği gibi ilk hareketten sonra bir süre ara devam edilmesi şeklinde de olabilir.
Israrın gerçekleşmesi için aynı hareketin tekrarlanması da şart değildir. Kanuni tanımda yer alan herhangi bir seçimlik hareket yapıldıktan sonra diğer seçimlik hareketin yapılması halinde de ısrar şartının gerçekleştiği savunulabilir.
Yine burada bir husus gözden kaçırılmamalıdır. Zira, ceza hukukunda bir hareketin aynı kişiye farklı zamanlarda birden çok kez gerçekleştirilmesi TCK madde 43’te zincirleme suç kavramını oluşturacaktır ancak ısrarlı takip suçunda, ısrar kavramı bir bütün halinde suç olarak nitelendirildiğinden dolayı zincirleme suç hükümlerinin bu suç kapsamında uygulanması mümkün olmayacaktır.
Israrlı Bir Şekilde Fiziken Takip Etmek
Birini takip etmek, belli bir süre boyunca görsel veya fiziksel yakınlığı kasten korumaktır. Yalnız burada tesadüfi veya olağan karşılaşmaları ayırt etmek gerekir. Madde gerekçesinde iş yeri, okul, çarşı, pazar ve benzeri yerlerde sıklıkla mağdurun karşısına çıkılması veya takip edildiğinin hissettirilmesi ya da konutunun önünde, sokağının girişinde beklenmesi gibi fiillerin ölçüsüz biçimde tekrarlanmasının, fiziki takip olarak kabul edilebileceği ifade edilmektedir. İşte bu noktada failin ısrarlı takip kastıyla mı hareket ettiği yoksa bulunduğu yerde tesadüfen mi karşılaştığı ihtimali ihmal edilmemelidir. Bütün bunlar somut olay incelenerek değerlendirilmesi gereken unsurlardır.
Israrlı Bir Şekilde Temas Kurmaya Çalışmak
Maddi unsuru oluşturan seçimlik hareketlerden diğeri, mağdurla ısrarlı bir şekilde temas kurmaya çalışmaktır. Kanun failin mağdura ulaşmasını şart koşmamıştır, temas kurmaya çalışma ısrarı yeterlidir. Dolayısıyla, mağdur tarafından okunmamasına rağmen ona defaatle e-posta göndermek, mağdur cevapsız bıraksa da çok sayıda arama/çağrı, telesekretere mesajlar bırakmak ve hatta sosyal medya mecralarında defalarca arkadaşlık isteği göndermek bu suçu oluşturabilecek davranışlardır. Mağdura ulaşılamasa da,
suçta aranan neticenin gerçekleşebilmesi için mağdurun kendisiyle temas kurulmaya çalışıldığından haberdar olması şarttır. Temas kurmanın vasıtası önemlidir, çünkü kanun temasın aracını da belirlemiştir. Buna göre fail şu üç vasıtadan en az birini ısrarla kullanmış olmalıdır: Haberleşme ve iletişim araçları, bilişim sistemleri, üçüncü kişiler.
Madde gerekçesinde yer verilen haberleşme ve iletişim araçları şunlardır :
Mektup
Faks
Kısa mesaj
e-posta
Telefon
İnternet üzerinden oluşturulan programlar ve uygulamalar
Sosyal mecralar
Bunların yanında bu dinamik sektörün ileride sunabileceği yeni iletişim imkânları da temas yöntemi olabilecektir.
Temas kurmaya çalışmanın suça vücut veren bir diğer yöntemi de üçüncü kişilerin kullanılmasıdır. Failin üçüncü kişiyi tanıyıp tanımamasının bir önemi yoktur, yeter ki onu mağdurla temas kurmak için kullansın. Üçüncü kişi, fail adına veya fail için mağdurla fiziken temas kurmaya çalışabileceği gibi
iletişim ve haberleşme araçlarını kullanmak suretiyle de fail-mağdur temasını sağlamaya çalışabilecektir.
Mağdurun Rahatsızlığını Dile Getirmesi
Suçun unsurlarından diğer değinilmesi gereken konu saiktir. Zaten şikâyete bağlı olan suçta mağdur suçtan rahatsız olmuyorsa suçun oluştuğundan söz edilemeyecektir. Ancak mağdur rahatsız oluyorsa burada failin hangi amaçla ısrarlı fiilleri gerçekleştirdiğinin hiçbir önemi kalmayacaktır. Zira yukarı da belirtildiği gibi şikâyete tabi olan bu suçta asıl olan mağdurun bu fiillerden rahatsızlık duyması, şikayette bulunmasıdır. Mağdur rahatsızlığını bildirdiği halde fail hareketlerine devam ederek süreklilik kazandırıyorsa bu suçun apaçık oluştuğu söylenecektir.
2) Kast
Israrlı takip suçu kasten işlenebilen suçlardandır. Israrlı takibin amacı, mağdurla temas kurma veya kendisini mağdura hissettirmeye çalışmaktır. Failin güttüğü bu amaçları hangi saikle gerçekleştirmeye çalıştığı önemli değildir. Fail, duygusal nedenlerle ısrarlı takip fiilini işleyebileceği gibi mağduru korkutmak veya baskı altına almak gibi nedenlerle de işleyebilir. Failin, mağdurun huzur ve sükununu bozma maksadıyla hareket edip etmediğinin suçun unsurlarının oluşumu bakımından etkisi yoktur.
3. Fail ve Mağdur
Düzenlemenin özellikle kadına yönelik şiddetle mücadele için yapıldığı da göz önünde bulundurularak, her ne kadar mağdurun daha çok kadınlar, failin ise daha çok erkekler olduğu ifade edilse de herkes bu suçun faili ve mağduru olabilir. Örneğin, sürekli sosyal medya üzerinden mesajlar yoluyla rahatsız edilen ya da evinin önüne birtakım notlar bırakılan bir erkek de suçun mağduru olabilir.
4. Suçun Neticesi
Suçun neticesi, mağdur üzerinde ‘‘ciddi bir huzursuzluk oluşması’’ ya da mağdurun ‘‘kendisinin veya yakınlarından birinin güvenliğinden endişe duyması’’dır. Neticeye yol açan hareketler tek başına hukuka aykırı hareketler olmayabilir. Asıl olan bu davranışların ısrarla yapılmasının mağduru huzursuzluğa ya da endişeye sevk etmesidir. Suçun oluşması için mağdurda bu sonuç veya sonuçların ortaya çıkması gereklidir. Bu da ancak hareket ile netice arasındaki nedensel ilişkinin ortaya konulmasıyla belirlenebilir. Cidde boyutlara varmayan huzursuzlukta bir rahatsızlık hissedilse de netice gerçekleşmiş sayılmaz. Bu durumda failin suça teşebbüs ettiği kabul edilmelidir.
Mağdurun ciddi bir huzursuzluk yaşaması konusunda, mağdurun yanında kimse olmadan evinden çıkamaması yahut işine gidememesi örnek gösterilebilir. Yine iletişim, haberleşme veya sosyal ağlarla ilgili mağdurun e-mail adresini veya telefon numarasını değiştirmek zorunda kalması, yeni ve farklı kullanıcı isimleriyle sosyal medya hesapları açmak durumunda bırakılması mağdurun huzursuzluk yaşadığını gösterir.
Israrlı Takip Suçunda Cezayı Arttıran Ve Azaltan Haller
Israrlı Takip Suçunun Cezasını Artıran Özel Haller: TCK 123/A suçunun aşağıda listeleme yöntemiyle ifade ettiğimiz şekilde işlenmesi halinde, hükmedilecek ceza aralığı 1 yıl ila 3 yıl arası olacaktır.
Çocuğa* yahut hakkında ayrılık kararı verilmiş veya boşanmış eşe karşı işlenmesi,
Suçun, hakkında uzaklaştırma tedbirine veya konuta, okula yahut işyerine yaklaşmama tedbirine hükmedilmiş olan bir kimse tarafından işlenmesi.**
Suçun işlenmesi neticesinde mağdurun iş yerini, konutunu, okulunu değiştirmesine yahut okulunu veya işini bırakmasına neden olunması. ***
*(TCK madde 6/b bendi ''çocuk deyiminden; henüz onsekiz yaşını doldurmamış kişi anlaşılması gerekir.'' Mağdur evlenme veya kazai rüşt ile reşit olmuş olsa bile TCK'daki tanıma göre çocuk sayıldığından nitelikli halin tatbiki gerekmektedir. )
**Konuta, okula veya iş yerine yaklaşmama genel anlamda adrese yaklaşmama olarak değerlendirilir. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında hakim tarafından alınabilecek önleyici tedbirler; uzaklaştırma ve konutun korunan kişiye tahsisi, korunan kişinin bulunduğu yere yaklaşmama olarak belirlenmiştir.
***Neticesi sebebiyle ağırlaşmış hal olarak düzenlenmiştir. Neticesi sebebiyle ağırlaşmış hal söz konusu olduğundan failin bu neticeyi istemiş olması şart değildir. Ağır neticeye yönelik taksirinin varlığı yeterlidir. TCK'da yer alan suçların ihdas edilmesinde neticesi sebebiyle ağırlaşan hallere ayrıca yer verilebilmekte ve yaptırım bakımından farklı hukuki sonuçlar yüklenebilmektedir.
Israrlı Takip Suçunun Özel Görünüş Halleri
Israrlı takip suçunun icra hareketleri tamamlanamadığında fail suça teşebbüsten cezalandırılır. (TCK m.35)
İçtima bakımında ise ısrarlı takip suçunun işlenmesi sırasında mağdura yönelik gerçekleştirilen fiillerin başka bir suç oluşturması halinde fail, suç teşkil eden bu fiillerden de cezalandırılabilecektir. Örneğin ısrarlı takip fiili kapsamında mağdura yönelik gerçekleştirilen hareketlerden bir veya birden fazlasının hakaret veya tehdit suçunu oluşturması durumunda ısrarlı takip suçunun yanı sıra işlenen bu suçlardan dolayı da faile ayrıca ceza verilebilecektir. Benzer şekilde cinsel taciz suçunun işlenmesi halinde de fail ayrıca cezalandırılacaktır.
Israrlı takip suçu TCK m.123'te yer alan ''Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma'' suçunun özel bir şeklini oluşturduğundan, bu suçun oluştuğu durumlarda 123'üncü maddedeki suç oluşmaz.
Israrlı Takip İçin Şikayet, Zamanaşımı Ve Uzlaşma
Suçun soruşturma ve kovuşturmasının mağdurun şikayetine bağlı olduğu TCK 123/A hükmünün son fıkrasında, bu suçun şikayete tâbi suçlar arasında olduğu şeklinde belirtilmiştir. Dolayısıyla, bu suç kapsamında belirtilen eylemlerin soruşturma ve kovuşturmaya konu olabilmesi için mağdurun şikayette bulunması gerekir.
Şikayette bulunma süresi ise altı ay olarak ifade edilebilir. Israrlı takip eyleminin gerçekleştirilmesinden itibaren söz konusu süre sona erdikten sonra artık şikayette bulunulamaz.
TCK 123/A'da düzenlenen ısrarlı takip suçu, her ne kadar takibi şikayete tabi olsa da uzlaşma kapsamına alınan suçlardan değildir. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu m.253/3 düzenlemesinde bu durum açıkça belirtilmiştir. CMK madde 253/3’e göre; “Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olsa bile, (…) cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda ve ısrarlı takip suçunda, uzlaştırma yoluna gidilemez.” şeklindeki düzenleme mevcuttur. Dolayısıyla bu suç tipi için yürütülecek yargılama sürecinde uzlaşma kurumu işletilmez.
Bu suç tipi için öngörülen zamanaşımı süresi sekiz yıldır. Sekiz yıllık zamanaşımı süresini geçmemek koşuluyla bu süre, şikayet hakkı olan kişinin fiili ve failin kim olduğunu bildiği veya öğrendiği günden başlayacaktır. Bu süre zarfında kişi hakkında soruşturma başlatılmamışsa yahut mevcut yargılama süreci tamamlanmamışsa artık kişinin bu suç kapsamında yargılanması söz konusu olamaz.
Israrlı takip mağduru, Ceza Muhakemesi Kanunu m. 158 kapsamında, suça ilişkin ihbar veya şikâyetini Cumhuriyet Başsavcılığına veya kolluk makamlarına yapabilecektir. Valilik veya kaymakamlığa ya da mahkemeye şikâyet yapılmışsa, işbu şikayet ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilecektir. Suçun yurtdışında işlenmesi ancak ülkemizde takibi gereken durumlarda, Türkiye’nin elçilik ve konsolosluklarına şikâyette bulunulabileceği gibi, şikayet süresi içerisinde mağdurun yurt dışında olması durumunda da elçilik ve konsolosluklara da şikayette bulunulabilir. Keza şikâyetin yazılı yapılabilmesi mümkün olduğu gibi, tutanağa geçirilmek üzere sözlü olarak da yapılabilir.
Cezanın Ertelenmesi ve
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
CMK madde 231’e göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için;
a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
b) Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,
c) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi, gerekir.
Sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına(HAGB) karar verilmez.
Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, HAGB’ye karar verilebilir. HAGB, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder.
Hakkında HAGB verilen sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur. Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez. Bu süre zarfında kasıtlı bir suç işlenirse hem önceki suçun infazı gerçekleştirilir hem yeni suçun hükümleri devreye girer. Eğer bu 5 yıllık sürede herhangi bir kasıtlı suç işlenmezse 5 yılın sonunda artık o suç adli sicil kaydına işlenmez ve ceza verilmemiş gibi sonuç doğar.
Türk Ceza Kanunu’nun 123/A maddesinde düzenlenen Israrlı Takip suçu bakımından yargılanan faile karşı verilecek olan ceza, iki yıl veya daha az veya adli para cezası olursa sanığın da kabulüyle mahkemece HAGB kararı verilebilecektir.
Gerek HAGB gerekse cezanın ertelenmesi kararlarında mahkemenin kanaati öne çıkar. Yani HAGB veya cezanın ertelenmesi kararları verilmek zorunda değildir. Bu nedenle etkin bir savunma yapılmalıdır.
Israrlı Takip Suçu İçin Verilen Cezaya İtiraz
Israrlı takip suçu için yapılan yargılama neticesinde kişinin mahkumiyetine hükmedilebilir. Bu durumda mahkemenin verdiği karara karşı kanun yoluna başvurmak mümkündür.
Böyle bir durumun varlığı halinde kararı veren mahkemeye 7 gün içerisinde istinaf dilekçesi sunulur. Bu 7 günlük süre, eğer hüküm yüze karşı okunmuşsa bu tarihten, eğer gıyapta verilmişse tebliğden itibaren başlar.
İlgili dosyayı inceleyecek olan istinaf mercii ise Bölge Adliye Mahkemesidir. Bu mahkeme istinaf mahkemesi statüsündedir.
Siber Israrlı Takip (Cyberstalking)
Bilişim ve teknoloji alanında yaşanan gelişmeler siber suçların sayısında artışa neden olmuştur. Başta siber zorbalık olmak üzere, mağduru psikolojik olarak yıpratan suçlardan biri de ''Siber Israrlı Takip Suçu''dur. Burada fail, elektronik iletişim araçlarıyla, özellikle de sosyal ağlar aracılığıyla mağduru attığı mesajlar ve onunla ilgili yaptığı paylaşımlar yoluyla ısrarlı bir biçimde mağdurla iletişim kurmaya çalışır. Sosyal ağlar üzerinden mağdura ısrarla takip isteği yollanması ve mağdurun yaptığı paylaşımlara ifade hürriyetinin sınırlarını aşacak şekilde yorumlar yapılması siber ısrarlı takip suçu kapsamında değerlendirilebilir.
İnternetin sınırsız ulaşılabilirliği sayesinde siber ısrarlı takip, fiziken ısrarlı takipten üç yönüyle ayrılır. Bunlardan ilki siber ısrarlı takibin, ucuz ve kolay bir yol olmasıdır, dünyanın neresinde olursa olsun mağdurla iletişim kurabilir. İkinci fark, siber ısrarlı takipte failin konumunun gizli olması ve böylece konumunun belirsizliğinin mağdurda daimi bir paniğe sebep olmasıdır. Farklardan bir diğeri de failin yani ''stalker''ın konumunun, yargı sürecinde sorunlara sebebiyet vermesidir.
Yargıtay Kararları
Yukarıda incelemiş olduğumuz suç tipi ayrı bir başlık halinde düzenlemesi yeni yapıldığından dolayı yargıtay kararlarına direk olarak konu olmamış olsa da, bağlantılı olduğu ''Kişilerin Huzur Ve Sükununu Bozma Suçu''nun özel bir hali olarak ''Israr'' ögesi bakımından ele alınabilecek ve yol gösterici kararlara da ulaşılabilecektir.
Israrlı takip suçuna benzerliği ile dikkat çeken ve aralarında genel norm-özel norm ilişkisi bulunan suç, TCK'nın 123'ncü maddesinde yer alan ''Kişilerin Huzur Ve Sükununu Bozma Suçu''dur.
Madde ''Sırf huzur ve sükunu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması halinde, mağdurun şikayeti üzerine faile üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.'' şeklindedir.
Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçuyla, ''kişilerin psikolojik, ruhsal sükun içinde yaşamak hakkı'' korunmaktadır. Korunan hukuki değer bakımından benzerlik gösteren ısrarlı takip ve kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu mağdur üzerinde bıraktıkları etkiyle de benzerlik gösterir. Kişilerin sürekli olarak rahatsız edici davranışlara maruz kalması oları psikolojik olarak etkiler, huzursuzluk ve tedirginliğe sebep olur. Her iki suç tipi için ortak noktalardan biri de ''ısrar'' unsurudur. Kural olarak bu hareketlerin bir kez yapılması suçun oluşabilmesi için yeterli değildir. Bununla beraber Yargıtay, hareketin temadiye uygun olup olmamasına göre de bir değerlendirme yapmaktadır.
Bu benzerliklere karşın, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun oluşabilmesi için bu amaçla hareket edilmiş olması aranırken ısrarlı takip suçunda böyle bir amaç aranmaz.
Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2019/18795 E. , 2020/5209 K.
''Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu ile korunan hukuki yarar kişi özgürlüğünün korunması ve bireyin, psikolojik ve ruhsal bakımdan rahatsız edilmemesi ve yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için, kanun metninde yazılı bulunan telefon etme, gürültü yapma ya da aynı maksatla, hukuka aykırı bir davranışta bulunulması eylemlerinin bir kez yapılmasının yeterli olmadığı, eylemin ısrarla tekrarlanması, süreklilik arz etmesi ve sırf kişilerin huzur ve sükununu bozma saiki ile işlenmesi gerekmektedir.
İncelemeye konu olayda; suça sürüklenen çocukların ikrara yönelik savunmaları, katılanın ise aşamalardaki tutarlı beyanları karşısında, olay günü suça sürüklenen çocukların 8-10 kez katılanı aramaları şeklinde gerçekleşen eylemlerinde, ısrar unsurunun oluştuğu ve katılanı psikolojik ve ruhsal bakımdan rahatsız etme saikiyle hareket edildiğinin kabulü gerektiği, başka bir deyişle bu fiilin TCK’nın 123. maddesiyle korunan hukuki yararın ihlali niteliğinde olduğu ve dolayısıyla kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun oluştuğu...gözetilmeyerek, yerinde olmayan gerekçeyle beraat kararları verilmesi...bozmayı gerektirdiğine...oy birliğiyle karar verildi.''
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2018/7076 E. , 2021/18701 K.
“Sanığın, farklı zamanlarda ve birden çok kez telefon etme, mesaj gönderme ve evin önüne not bırakma şeklinde gerçekleştirdiği suça konu eylemlerinde, TCK’nın 123. maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun “ısrar” öğesinin oluşması karşısında, zincirleme suç hükümlerinin uygulanma koşullarının bulunmadığı gözetilmeden, aynı Kanunun 43/1. maddesinin tatbiki suretiyle fazla ceza belirlenmesi…bozmayı gerektirdiğinden...oy birliğiyle karar verildi.”
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/23955 E. , 2021/13869 K.
“Sanığın, ilgi duyduğu katılanın kendisini istemediğini belirtmesine rağmen, katılana hitaben ısrarla mesaj atması ve mesaj içerikleri karşısında, eylemlerinin TCK’nın 123/1. maddesinde düzenlenen huzur ve sükununu bozma suçunu oluşturduğu gözetilmeden, yerinde olmayan gerekçe ile beraat kararı verilmesi... bozmayı gerektirdiğine...oy birliğiyle karar verildi.”
Sık Sorulan Sorular
Israrlı Takip Suçunda Hapis Cezası Adli Para Cezasına Çevrilebilir Mi ?
Mahkemenin hükmedeceği ceza 1 yıl ve daha kısa süreli nitelikte olursa bu cezanın adli para cezasına dönüştürülerek bu şekilde infaz edilmesi mümkündür. Böyle bir kararın verilmesinde herhangi bir hukuki engel söz konusu değildir.
Israrlı Takip Suçunun Tehdit Suçundan Farkı Nedir ?
Tehdit suçu da ısrarlı takip suçu gibi TCK'da ''Hürriyete Karşı Suçlar'' bölümünde düzenlenmiştir. Her iki suç bakımında da korunan hukuki değerin benzerliği yanı sıra, iki suç tipini de oluşturan davranışlar temelinde korku ve endişe taşır. Bununla beraber ısrarlı takipte bu korku ve endişenin özünde hareketin sürekli ve ısrarlı olması önemli rol oynarken; tehdit suçunun oluşabilmesi için tehdidi bildiren davranışın bir kez gerçekleşmesi yeterlidir. Tehdit beyanının mağdura iletilmesi gerekir, buna karşın ısrarlı takipte failin davranışı her ne kadar mağdur tarafından tehdit olarak algılanabilse de mağdura iletilmesi zorunlu bir kötülük söz konusu değildir.
TCK 123/A Suçu Hangi Mahkemede Görülür?
Israrlı takip suçu ile ilgili yargılama yapma görevi, asliye ceza mahkemesi tarafından yerine getirilir. Israrlı takip suçunun TCK m. 123/A-1’de düzenlenen temel şeklinde yargılama usulü, suçun üst sınırının 2 yıl olması nedeniyle basit yargılama usulü olarak uygulanacaktır.
Israrlı Takip Suçunda Şikayetten Vazgeçilirse Ne Olur?
Israrlı takip suçu şikayete tâbi olduğu için şikayetten vazgeçilirse soruşturma aşamasında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Mahkeme aşamasında ise dava düşer.
Israrlı Takip Suçunda Tutuklama Yasağı Var mı?
Suçun temel halinde tutuklama yasağı söz konusudur. Fakat ikinci fıkradaki nitelikli haller varsa artık tutuklama yasağı ortadan kalkar.
Stalk Yapmak Suç mu?
Sosyal medyada ifade hürriyeti sınırlarını aşan, karşı tarafı huzursuz eden ve güvende hissetmemesine neden olan boyutta yapılan stalk, ısrarlı takip suçunu oluşturur.
Israrlı Takip Cezası Memuriyete Engel Olur mu?
Kesinleşen ceza miktarının 1 yıl ve üzerinde olması halinde kişi memur olamaz, memur ise memuriyetten çıkarılır.
Israrlı Takip Suçu Adli Sicil Kaydına İşler mi?
Kesinleşen ceza adli sicil kaydına işler. Cezanın infazından sonra adli sicil kaydından silinmesi için gerekli şartlar oluşur ve silinmesi için başvuru yapılabilir.
Israrlı takip suçu dolayısıyla fail açısından maddi ve manevi tazminat yükümlülüğü doğar mı?
Bu aşamaya kadar yapılan açıklamalarımız ceza hukuku kapsamında olup, özel hukuk bağlamında ise failin ısrarlı takip suçundan ceza alması ve kesinleşmesi, ayrıca maddi ve manevi tazminat sorumluluğu doğurabilecektir. Israrlı takip fiilleri neticesinde mağdurun konutunu, okulunu, işyerini değiştirmek zorunda kalması nedeniyle uğradığı maddi zararlar ve ısrarlı takip suçunun sebep olduğu manevi zararların tazmini mümkün olabilecektir.
Dikkat Edilmesi Gerekenler
Yazımızda TCK kapsamında düzenlenen ısrarlı takip suçunun temel unsurları ile cezasını, bu cezayı etkileyen özel halleri, yargılama sürecini ve bu süreçte kişi hakkında uygulanabilecek koruma tedbirlerini uygulamaya dönük bir biçimde belirttik.
Günlük hayatta karşılaşılması gayet muhtemel olan bu suç için kişinin kendini doğru hukuki araçlarla ifade etmesi ve etkin hukuki stratejilerle süreci yürütmesi son derece önem arz eder. Israrlı takip suçu TCK'da düzenlenen diğer bazı suç tipleri (''Kişilerin Huzur ve Sükunu Bozma'', ''Özel Hayatın Gizliliğini İhlal'', ''Tehdit'', ''Cinsel Taciz'' gibi) ile korunan hukuki değer ve suça sebebiyet veren fiillerin benzerliği sebebiyle karıştırılmaya müsait bir suç olarak karşımıza çıkmakta ve yeterli donanıma sahip bir avukat tarafından mukayese edilerek süreci yürütmek gerekmektedir.
Bu alanda yapılacak bir hata yahut ihmalin de neticeleri ciddi mağduriyetler doğurabilecektir. Dolayısıyla, sürecin sağlıklı ve doğru bir biçimde yürütülebilmesi için ilk olarak avukata sormakta yarar vardır.
Comments