İlamsız İcra Takibi Nedir?
- Av. Hatice Kübra Karadağ
- 30 Nis 2024
- 8 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 29 May 2024
Bu yazımızda; ‘’cebri icra hukuku nedir, ilamsız icra takibi nedir, ilamsız icra takibi türleri nelerdir, ilamsız icra takibi nasıl başlatılır, nasıl itiraz edilir, itiraz süresi ne kadardır, yetkili icra müdürlüğü hangisidir, ’’ gibi sorulara ve sıkça sorulan sorulara cevap vermeye çalışacağız.
Cebri İcra Hukuku Nedir?
Cebri icra hukuku, maddi hukuktan kaynaklanan alacak-borç ilişkilerinin bulunduğu durumlarda borçlunun davranışları ile alacağına kavuşamayan alacaklının, devletin icra organları vasıtasıyla alacağını elde etmesi hususunda düzenlemeler içeren kurallar bütünüdür.
Gündelik hayatın içinde karşımıza çıkan her türlü adi/ticari nitelikteki hukuki işlemlerin taraflarını teşkil eden kişiler, aralarında kurulan anlaşma dâhilinde karşılıklı birtakım yükümlülükler altına girmektedir. Bu kişiler yükümlülüklerini usulüne uygun şekilde yerine getirmeleri gerekmektedir. Söz konusu ilişki bir alacak-borç ilişkisine binaen kurulu yükümlülükler içermekte ise, taraflar yükümlülüklerini yerine getirmediği durumlarda bunun yaptırımı olarak çeşitli hukuki yollar gündeme gelmektedir.
Kural olarak, bir borçlunun yükümlülüğünü yerine getirmediği hallerde ortaya çıkan uyuşmazlık konusunu oluşturan borcun, borçluya karşı ileri sürülebilmesi için hakka dair maddi gerçeğin mahkeme kararı ile hüküm altına alınması gerekmektedir. Fakat ilamsız icra gibi yollar bunun istisnasını oluşturur.
İlamsız İcra Takibi Nedir?
İlamsız icra, İcra İflas Kanunu md. 42-144 ve diğer ilgili hükümlerde düzenlenen, hükümlerin içeriği itibariyle kural olarak para ve teminat alacaklarının mahkeme ilamına veya ilam niteliğinde bir belgeye dayanmaksızın tahsil edilebilmesi için cebri icra yolu ile takibi mümkün kılan özel bir yoldur. Bir diğer ifade ile ilamsız icra takibi, mahkeme ilamı veya ilam niteliğindeki bir belgeye dayanılmaksızın, alacaklının borçlu aleyhine icra işlemlerini başlatabildiği özel bir yoldur.
İlamsız icra yoluyla takipte alacaklı, borçluya karşı doğrudan takip başlatabilmekte ve hukuka uygun bir şekilde malvarlığına el koydurabilmektedir. Bu takipte alacaklı, borçlu aleyhine yetkili icra müdürlüğünden ödeme emri talep eder ve bu talep doğrultusunda icra dairesi, borçlu hakkında icra işlemlerini başlatır.
İlamsız icra takibinde herhangi bir mahkeme kararı ya da kambiyo senedine dayanmaya gerek yoktur fakat uygulamada genellikle kambiyo senetleri (bono, çek, poliçe) gibi belgelere dayanılır, ancak diğer alacak türleri için de kullanılabilir.
İlamlı icra ile ilamsız icra arasındaki en büyük fark ilamsız icrada itiraz kurumunun olmasıdır. Borçlu ilamlı icra takibinde borcunun olmadığı itirazında bulunamaz. İlamsız icra takibinde ise daha önce bir yargılama yapılmamış olduğundan; borçluya, kendisine karşı yürütülen takibe itiraz ederek, takibin sonuçlanmasına engel olma imkanı tanınmıştır.
İlamsız icra ise alacaklının elinde alacaklı olduğunu kanıtlayacak güçlü deliller bulunmaması halinde başvurulacak ilk yoldur. İlamsız icrada alacaklı tarafından suistimale de açık olduğundan kanun hükmü borçluya itiraz edip takibi durdurma hakkı vermiştir.
İlamsız İcra Takibi Türleri Nelerdir?
İlamsız icra takibi, alacaklıların borçlulardan alacaklarını tahsil etmek için başvurdukları bir yoldur. İlamsız icra takibi kendi içinde çeşitlere ayrılmaktadır:
1. Genel Haciz Yoluyla İcra Takibi
İİK madde 46-144/a hükümleri arasında ilamsız icranın esas yolu olarak düzenlenen genel haciz yolu ile takipte, özel hukuktan doğan tüm para ve teminat alacaklarına karşı takip yapılabilmektedir.
2. Kambiyo Senetlerine Özgü Haciz Yolu İle İcra Takibi
Alacağın kambiyo senedine (poliçe, bono, çek) bağlandığı durumlarda alacaklının alacağını tahsil etmek için başvurduğu özel bir yoldur.
3. Kiralanan Taşınmazın İlamsız İcra Yoluyla Takibi
İİK md. 269-276 arasında düzenlenen kiralanan taşınmazların ilamsız icra yoluyla takibi yalnızca iki durumda söz konusu olur. Bunlar kira bedelinin ödenmemesi ve kira süresinin sona ermesidir. Birinci durumda hem bir para alacağına kavuşma hem de tahliye; ikinci durumda ise sadece tahliye imkanı mevcuttur.
4. Abonelik Sözleşmesine Özgü Haciz Yolu İle Takip
2018 yılında İİK dışında 7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanunun md. 1-9 hükümleri arasında düzenlenen, abonelik sözleşmesinden kaynaklanan para alacaklarına için özel bir ilamsız icra takip türü olarak hukukumuza girmiştir.
Bu ilamsız icra takibi türleri, farklı durum ve koşullarda alacaklıların haklarını korumak ve alacaklarını tahsil etmek için başvurdukları yöntemlerdir.
İlamsız İcra Takibi Nasıl Başlatılır?
İlamsız icra takibi başlatmak için aşağıdaki adımları izlemeniz gerekir:
1. İcra dairesine başvuru
İlamsız icra takibi, alacaklının yetkili icra dairesine başvuru yapması ile başlar.
2. Ödeme Emri İhtarnamesinin Tebliği
İcra dairesine yapılan başvurunun ardından, icra müdürlüğü borçluya bir ihtarname (ödeme emri) gönderir. Bu ihtarnamede borçlu, alacağı belirli bir süre içinde ödemezse icra takibi başlatılacağı konusunda uyarılır.
3. Ödeme Emrine İtiraz
Borçlu ödeme emrine karşı 7 gün içinde itiraz edebilir. Borçlu ödeme emrine itiraz etmez ise takip kesinleşir.
4. İcra Takibinin Kesinleşmesi
Borçlunun ihtarnameye cevap vermemesi veya borcunu ödememesi durumunda alacaklı, icra dairesinden icra takibinin kesinleşmesini talep eder ve takip kesinleşir.
5. Haciz
İcra dairesi, alacaklının talebi üzerine borçlunun mal varlığına yönelik icra takibini başlatır. Bu süreçte borçlunun mal varlığı üzerinden haciz işlemi uygulanır ve borcun tahsili için gerekli adımlar atılır.
İlamsız İcra Takibinde Yetkili İcra Müdürlüğü Hangisidir?
İlamsız icra takibinde yetkili icra dairesi, takip edilecek alacak türüne ve borçlunun ikametgahına göre belirlenir. İİK md. 50/1’e göre, para ve teminat borçlarına ilişkin icra takiplerinde yetkili icra dairesi, HMK’nın yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla uygulanmak suretiyle belirlenir. Yetkinin belirlenmesi aşamasında şu hususlara dikkat edilmelidir:
1. Borçlunun İkametgahı:
Borçlunun ikametgahı, icra takibinin yapılacağı ilçeyi belirler. Borçlu hangi ilçede yaşıyorsa, ilgili ilçenin icra dairesi yetkilidir.
2. Alacak Türü:
Alacağın türüne bağlı olarak da yetkili icra dairesi değişebilir. Örneğin, kambiyo senetlerine dayalı bir alacak takip edilecekse, bu durumda alacaklının ikametgahı değil, senedin düzenlendiği yerdeki icra dairesi yetkilidir.
3. Takip Edilecek Taşınmazın Bulunduğu Yer:
İlamsız icra takibi taşınmaz mal üzerine yapılacaksa, takip edilecek taşınmazın bulunduğu yerdeki icra dairesi yetkilidir. Bu durumda, taşınmazın bulunduğu ilçenin icra dairesi yetkilidir.
4. Sözleşmeden Doğan Para Borçlarında:
Sözleşmeden para borçlarının takibinde genel yetki kuralının yanında sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesi de yetkili kılınmıştır. Takibin konusu sözleşmeden kaynaklı para borcu olduğunda sözleşmede aksine bir şart konulmamış ise para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ödeneceğinden, ifa yeri de alacaklının yerleşim yeri olacaktır. Böyle bir durumda alacaklı kendi yerleşim yerinde bulunan icra dairesinde de takip yapabilecektir.
5. Sözleşme Şartları:
Bazı durumlarda taraflar arasında yapılan sözleşmelerde yetkili icra dairesi belirlenebilir. Sözleşmede bu konuya ilişkin hüküm varsa, bu hükme uygun olarak yetkili icra dairesi belirlenir.
İlamsız İcra Takibine İtiraz Süresi ve Detayları
İlamsız icrada, ilamlı icradan farklı olarak itiraz müessesesi vardır. Çünkü ilamsız icrada belgeye dahi dayanmadan icra işlemleri yürütülebilir. Süresi içinde borç ödenmeyip itiraz kurumuna başvurulur. İtiraz, borçlunun icra takibinin haksız, hukuksuz veya yanlış olduğunu düşündüğü durumlarda kullanılır ve bu itirazlar ilgili icra müdürlüğüne yapılır. İtiraz icra takibinin durdurulması ve mahkemeye başvurulması sürecini başlatır.
İtiraz, ödeme emrine ilişkin icra belgesinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde yapılır. Hem borç ödenmez hem de itiraz edilmez ise mal beyanında bulunma zorunluluğu vardır.
İlamsız icrada 7 gün içinde itiraz edilmez ve ödeme yapılmaz ise mahkemeye gidilmeden doğrudan hacze gidilir, zira takip kesinleşmiş sayılır. Eğer borçlu, borçlu olmasına rağmen itiraz eder ise ‘’icra inkar tazminatı’’ söz konusu olur. Borçlunun itirazı üzerine, alacaklı, 6 aylık süre içerisinde itirazın kaldırılması davası açmalıdır. Söz konusu davada ispat yükü alacaklıdadır.
İlamsız İcra Takibinde Borca Ve Faize İtiraz
İlamsız icra takibinin bir kişi hakkında başlatılmış olması o kişinin kesin bir şekilde borçlu olduğunu göstermez. Bu yüzden borçlu konumunda olan kişinin ilamsız icra takibine itiraz etme hakkı vardır.
İlamsız icra takibinde borca itiraz, borçlunun icra takibine konu olan borcun doğru olmadığını, haksız veya hatalı olduğunu iddia etmesidir. Bu tür itirazda borçlu, icra takibine dayanak teşkil eden alacağın veya borcun doğru olmadığını, örneğin ödendiğini veya zamanaşımına uğradığını ileri sürebilir.
Hem borca hem de faize karşı itiraz gerçekleştirilebileceği gibi sadece faize itirazda olabilir. Faizin doğru hesaplanmadığı ya da faiz uygulanılmaması gerektiği gerekçeleriyle faize itiraz edilebilir. Borca itiraz edilmesi ödeme emrindeki faize de itiraz edildiği manasına gelmez. Borçlu olduğu iddia edilen kişinin borçla beraber faize de itiraz etmesi gerekir. İtiraz edilmediği durumda asıl borca itiraz edilip borca karşı takip durdurulsa da ödeme emrindeki faiz miktarı kesinleşecektir.
Borçlu ilamsız icra takibine karşı kısmi itirazda da bulunabilir. Dikkat edilmesi gereken nokta kısmi itiraz halinde borcun itiraz edilen kısmı için icra takibi durur, geri kalan kısmı içinse icra takibi devam eder.
İlamsız İcra Takibinde Yetki İtirazı
İlamsız icra takibinde yetki itirazı, borçlunun icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisiz olduğunu iddia etmesidir. İlamsız icra takibinde yetki kamu düzenine ilişkin olmadığı için icra dairesi kendiliğinden yetkisizlik kararı veremez. Bu nedenle tarafların yetki itirazında bulunması gereklidir. Yetki itirazı icra dairesine yapılır. Yetki itirazı, ödeme emrine itiraz süresi olan 7 gün içinde yapılmalıdır. Borçlu yetki itirazında bulunurken yetkili icra dairesini göstermelidir. Aksi takdirde yetki itirazı geçersiz olur.
İlamsız İcra Takibinde İmzaya İtiraz
İlamsız icra takibinde imzaya itiraz, borçlunun icra takibinde yer alan imzanın kendisine ait olmadığını veya usulsüz şekilde kullanıldığını iddia etmesidir. Bu tür bir itirazda borçlu, icra takibinin dayanağı olan belgenin üzerindeki imzanın sahte olduğunu veya izinsiz olarak kullanıldığını iddia eder.
Borçlu imzaya itiraz ettiğinde, icra dairesi itirazı inceler ve eğer haklı bulunursa, takibi durdurur veya iptal eder. Ancak itiraz reddedilirse, borçlu karara karşı itiraz hakkına sahiptir ve mahkemeye başvurarak itirazını savunabilir.
Sık Sorulan Sorular
7 Günlük itiraz süresi nasıl hesaplanır?
7 günlük itiraz süresi 3185 sayılı Tebligat Kanunu’na göre yapılacak tebligatın yapıldığının ertesi günü hesaplanmaya başlayacaktır.
Borçlunun itirazına karşı alacaklı hangi yola başvurabilir?
Alacaklı borçlu tarafından yapılan itirazı geçersiz kılmak için İİK madde 67-68 hükümleri uyarınca itirazın sebebine ve elindeki belgelerin niteliğine göre, genel mahkemelere başvurarak itirazın iptalini ya da icra mahkemelerine başvurarak itirazın kesin veya geçici olarak kaldırılmasını isteyebilmekle beraber; itirazın kaldırılması yoluna gidecek olan alacaklının elinde İİK madde 68-68/b anlamında bir belgenin bulunması gerekmektedir. Bu davada itirazın geçersiz olduğunu kanıtlamak alacaklının sorumluluğundadır.
İlamsız icra takibine itiraz dilekçesi örneği nedir?
Sanal dünyada bu şekilde genel geçer oluşturulan ve hak kaybı yaşamanıza neden olabilecek dilekçe örneklerini siz kıymetli okuyucularımız ile paylaşmayı doğru bulmamaktayız. Her dava süreci, işleyişi, olaylar ve kişiler ‘’sui generis’’ niteliktedir, yani kendine özgüdür ve ayrıca ele alınması gerekmektedir. Hukuki süreçlerinizi en sağlıklı şekilde ilerletmek adına alanında profesyonel avukatlara danışmanızı ve birlikte çalışmanızı tavsiye etmekteyiz.
İlamsız icrada borçlunun itiraz süresini kaçırması halinde başvurabileceği yol var mıdır?
İtiraz süresini kaçıran borçlu gecikmiş itiraz yoluna da başvuramıyor ise diğer bir yol menfi tespit davası yoludur. Menfi tespit davası icra takibini kendiliğinden durdurmaz. Borçlu dava açarak icra takibini durdurmak istiyor ise takip tutarını mahkeme veznesine teminat olarak yatırmak zorundadır. Borçlu bu dava sonucunda borçlu olmadığını kanıtladığı takdirde bu teminatı da geri alır. Borçlunun teminat yatırma zorunluluğu yoktur ancak teminat yatırılmadığı takdirde icra takibi durmayacağı için alacaklı hem haciz yapabilir hem de malların satışını isteyebilir. Takip borçlusu icra tehdidi altında borcu ödemek zorunda kalmış ise istirdat davası yoluyla borcu olmadığını ileri sürebilecektir.
Yabancı para alacakları için ilamsız takip yoluna gidilmesi mümkün müdür?
Taraflar arasındaki ilişkide para alacağı Türk Lirası veya yabancı para cinsinde kararlaştırılması mümkün olmakla beraber İİK madde 58/1-3 uyarınca genel haciz yolu ile takibe konu olacak para alacağı yalnızca Türk Lirasıdır. Yabancı para alacağının mevcut olduğu bir durumda, alacaklı tarafından vade veya fiili ödeme tarihlerindeki Merkez Bankası’nın efektif satış kuru üzerinden Türk parasına çevrilerek alacağın tahsili talep edilebilmektedir. Takip sırasında faiz işletilmesi kararlaştırıldığı durumda ise fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden tahsili istenen alacaklara devlet bankalarının ilgili yabancı para birimine uyguladığı en yüksek bir yıllık mevduat faiz oranı, vade tarihindeki kur üzerinden istenen alacaklarda ise TL’ye uygulanan faiz oranı dikkate alınmaktadır.
Gecikmiş itiraz nedir?
Ödeme emrine itiraz etmek isteyen borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz etmelidir. Bu süre kesin süredir. İtiraz süresinin kesin olması kuralının istisnası gecikmiş itirazdır. Borçlu, kusuru olmaksızın ödeme emrine itiraz edemez ise, gecikmiş itirazda bulunabilir. Borçlunun ödeme emri tebliği sırasında ağır hasta olması, doğal bir afetle karşılaşması, tebligatı alamayacak uzun bir seyahate çıkması durumu böyle bir engel sayılır. Borçlunun kanuni temsilcisi de bu imkandan yararlanabilmektedir. Önemle belirtmek gerekir ki, gecikmiş itiraz ve usulsüz tebliğ birbirinden farklı olup uygulamada sıklıkla karıştırılmaktadır.
Ödeme emrinin tebliğinde usulsüzlük varsa ne yapmalıyım?
Usulsüz tebligat kanunda öngörülen usullere aykırı olarak yapılan tebligattır. Usulsüz tebligat halinde, tebligat hiç yapılmamış gibi sonuç doğurur. Usulsüz tebliği öğrenen ilgili bu işlemi öğrendiğini beyan ederse tebligat yapılmış sayılır ve öğrendiğini beyan ettiği tarih tebliğ tarihi sayılır. Usulsüz tebligat sebebiyle itiraz süresini kaçıran borçlu, ıttıla tarihinden itibaren 7 gün içerisinde hem icra hukuk mahkemesine usulsüz tebliğ şikayetinde bulunmalı, hem de aynı süre içerisinde ilgili icra müdürlüğünde borca itiraz etmelidir. Hukuk Genel Kurulu’nun 05.06.1991 tarih, 1991/12-258, 1991/344 Esas ve Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere; ‘’…usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın, bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesi önüne getirmesi gereklidir.’’
Comments