Anlaşmalı Boşanma Davası
- Av. Hatice Kübra Karadağ
- 22 Mar 2024
- 9 dakikada okunur
Bu yazımızda eşlerin ortak kararı ile evlilik birliğine dair herhangi bir uyuşmazlık konusunun kalmayacağı şekilde uzlaşmaya vararak boşanma şekli olan anlaşmalı boşanma davasını ayrıntıları ile ele alacağız.
Mevzuatımızda aile birliğinin korunmasına büyük önem verilmekte hatta ‘’aile’’ Anayasamızın 41. Maddesinde ‘’Türk toplumunun temeli’’ olarak ifade edilir. Bu nedenle evlilik birliğini sona erdiren durumlardan biri olan ‘’boşanma’’ hükmünün kurulması için öncelikle birtakım şartların oluşması gerekir.
Boşanma davaları tarafların kendi aralarında boşanmaya ilişkin tüm hususlar üzerinde anlaşmaya varmalarının mümkün olup olmamasına göre iki çeşittir:
1- Anlaşmalı Boşanma Davası
2- Çekişmeli Boşanma Davası
Anlaşmalı boşanma kanunda sayılan genel boşanma sebeplerindendir.
Anlaşmalı boşanma davasında eşler mahkemeye bir boşanma gerekçesi göstermek zorunda değillerdir. Bir yıl evli kaldıktan sonra iki eş de boşanmak istediklerini belirttiğinde hâkim, boşanma kararı vermek zorundadır. Böylece aile içinde yaşanan olaylar, dava dilekçelerine geçirilmeden boşanma süreci tamamlanmaktadır.
Anlaşmalı boşanma protokolünde yer alan en küçük bir eksiklik veya hata, sonradan geri dönülmesi imkânsız hak kayıplarına sebebiyet verebilecek sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle olası hak kayıplarının önlenmesi adına sürecin alanında uzman bir avukat yardımıyla yürütülmesi tavsiye edilmektedir.
Anlaşmalı Boşanma Davası Hukuki Dayanağı
Tarafların belirli noktalarda mutabakata varmaları halinde boşanma sürecinin daha sancısız ve çabuk bir şekilde sonuçlandırılmasını sağlayan anlaşmalı boşanma seçeneğinin uygulanması mümkündür. Anlaşmalı boşanma davası, Türk Medeni Kanunumuzda "evlilik birliğinin temelinden sarsılması" nedeniyle boşanma davasının düzenlenmiş olduğu 166. maddesinin 3. fıkrasında düzenlenmiştir.
Mevzuatta aranan koşulların mevcut olması halinde hâkim, Türk Medeni Kanunu m.166/3’e göre çiftlerin anlaşmalı olarak boşanmasına karar verebilmektedir.
“Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu halde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü halinde boşanmaya hükmolunur. Bu halde tarafların ikrarlarının hâkimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz.”
Tarafların boşanma konusu başta olmak üzere birtakım hususlarda hemfikir olmaları halinde, anlaşmalı boşanma davasıyla boşanabilmeleri için, evliliğin ne az bir yıl sürmüş olması zorunludur. Anlaşmalı boşanma davasında eşler bu taleplerini ileri sürerek birlikte mahkemeye başvurabilecekleri gibi taraflardan birinin açtığı çekişmeli boşanma davasının diğer eş tarafından kabul edilmesi de mümkündür.
Anlaşmalı boşanma için eşler anlaşmalı boşanma protokolü ve bir dava dilekçesi ile birlikte aile mahkemesinde dava açabilir. Bu durumda mahkemece eşlerin serbest iradeleriyle boşanmaya karar verdiklerine kanaat getirilmesi ve anlaşmalı boşanma protokolünün uygun bulunması durumunda tek celsede boşanma gerçekleştirilebilir.
Çekişmeli boşanma davaları, tarafları gerek maddi gerek manevi yönden yıpratmaya elverişli bir süreç olup taraflar arasında anlaşmaya varılması mümkünse anlaşmalı boşanma davası yolunun tercih edilmesi tavsiye edilmektedir.
Anlaşmalı Boşanmanın Şartları
Anlaşmalı boşanma için gerekli şartlar şunlardır:
1- Evlilik birliğinin nikâh gününden itibaren en az 1 yıl sürmüş olması,
2- Eşlerin birlikte boşanma davası açması veya birinin açtığı davayı diğerinin kabul etmesi,
3- Hâkimin tarafları duruşmada bizzat dinlemiş olması ve açık iradelerini alması,
4- Anlaşmalı boşanma davası, gerekli harç ve masraflar yatırılarak usulüne uygun olarak açılmış olması,
5- Hâkimin tarafların üzerinde mutabık kaldıkları boşanma protokolünün mali konular ve çocuklara ilişkin düzenlemelerini uygun bulması,
6- Hâkim tarafından tarafların ve çocukların menfaati gözetilmek suretiyle anlaşma şartlarında değişiklik yapılırsa, bu değişikliklerin taraflarca kabul edilmiş olması
gerekmektedir.
1. Evlilik birliğinin nikâh gününden itibaren en az 1 yıl sürmüş olması
Eşlerin anlaşmalı boşanma yoluna başvurabilmeleri için evlenmenin üzerinden en az bir yıl geçmiş olması gerekir. Hâkim ilk aşamada bu hususu değerlendirecektir. Eğer evliliğin gerçekleşmesinin üzerinden bir yıl geçmemişse dava reddedilecektir. Bir yıllık sürenin tespitinde resmi nikâh yaptıkları tarih esas alınır.
2. Eşlerin birlikte mahkemeye başvurmuş olması
Evlilik birliğinin kurulmasından itibaren en az bir yıldır evli olan eşler, birlikte mahkemeye başvurarak boşanma iradelerini açıklayabilirler. Eşlerin vekilleri aracılığıyla mahkemeye başvurmaları da mümkündür. Her halükarda, tarafların, bir boşanma anlaşması hazırlamaları ve boşanma kararı da dâhil olmak üzere, boşanmanın mali sonuçları ve çocukların durumu hakkında anlaşmaya varmış olmaları gerekir. Anlaşmanın mahkemeye sunulmasını takiben gerçekleşecek duruşmaya eşler bizzat katılarak boşanma hususunda ve sair konularda anlaştıklarını bir kere daha mahkeme huzurunda beyan etmelidir. Bu süreçler bir bütün olarak değerlendirilir hâkim önünde her iki eş tarafından da boşanma iradesi tereddütsüz şekilde ortaya konulmaksızın boşanma kararı verilmesi mümkün değildir.
3. Bir eşin açtığı boşanma davasının diğer eş tarafından kabul edilmesi
Boşanmanın daha hızlı bir şekilde gerçekleştirilmesi amacıyla en az 1 yıl süren evliliğin ardından, dava öncesinde tarafların başta anlaşmaya varamadığı hususlarda dava süreci içerisinde anlaşmaya varmaları durumunda, hâkim, tarafların istemi üzerine somut olayın durum ve şartlarını değerlendirerek çekişmeli boşanma davasının anlaşmalı boşanma davası olarak devam etmesini karara bağlayabilmektedir.
Anlaşmalı boşanma davaları, baştan beri anlaşma sağlanarak hukuki prosedürlerin takibiyle gerçekleşebileceği gibi, tarafların boşanma davalarında fikir birliği oluşturamamaları halinde hukuk dünyasında ‘’çekişmeli boşanma’’ olarak adlandırılan boşanma davalarının, tarafların boşanma davası süresince bahsedilen konularda uzlaşıya varmaları halinde; anlaşmalı boşanma davalarına dönmesiyle birlikte mümkün olabilmektedir.
4. Hâkim tarafından eşlerin bizzat dinlenilmesi
Boşanma iradesinde olan eşler hâkim önünde bu iradelerini yinelerler. Bu aşamada hâkim tarafların boşanmaya hazır olup olmadıklarını ve yapılan protokolün uygunluğunu değerlendirecektir. Boşanma protokolünün eşler tarafından değil yalnızca vekiller tarafından imzalanması veya vekilleri hazır olsa bile duruşmaya eşlerden en az birinin fiziken katılmaması halinde anlaşmalı boşanmalarına hükmedilemez.
Taraflardan biri duruşmaya gelmezse veya gelip de anlaşmalı boşanma istemediğini beyan ederse veya taraflar arasında daha önceki şartlarda anlaşmazlık çıkarsa davaya çekişmeli boşanma davası olarak devam edilir.
Yargıtay 2. HD. 2021/7601 E., 2021/6759 K., 04.10.2021 tarihli kararında;
‘’…Somut olayda dosyanın incelenmesinden; tarafların dosyaya sunduğu 05.02.2018 tarihli anlaşmalı boşanma protokolünün taraflarca değil, taraf vekilleri tarafından imzalandığı, ayrıca 06.02.2018 tarihli duruşmada davacı erkeğin hazır bulunmadığı, davacı erkeğin Fransa`da bulunması sebebi ile oğlu (…)`ün cep telefonundan davacı erkeğin görüntülü olarak aranarak beyanının tutanağa geçirildiği ve bu şekilde tarafların boşanmalarına karar verildiği anlaşılmaktadır. Yukarıda bahsedilen kanun hükmü gereğince davacı ve davalı asıl tarafından imzalanmış anlaşma protokolü olmadan ve davacı erkek duruşmada hazır olup mahkeme hâkimince bizzat dinlenilmeden Türk Medeni Kanunu`nun 166/3. maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.’’
5. Hâkimin tarafların iradelerini ve boşanma protokolünü uygun bulması
Hâkimin protokole ilişkin bir değerlendirmede bulunması beklenir. Örneğin protokolde çocuğun velayeti hususunda taraflar uyuşmasına rağmen, bu uzlaşı çocuğun üstün yararına hizmet etmiyorsa hâkimin anlaşmayı o haliyle onaylamama yetkisi vardır.
6. Hâkim tarafından boşanma anlaşmasında değişiklik yapılması
Hâkim taraflarca kararlaştırılan hususların uygun olmadığı kanaatindeyse, boşanma protokolünde değişiklik yapabilir. Fakat bu değişikliğin muhakkak taraflarca onaylanması gerekir. Aksi takdirde boşanmaya hükmedilemeyecektir.
Anlaşmalı Boşanma Davası Ne Kadar Sürer?
Anlaşmalı boşanma davası, çekişmeli boşanma davasına nazaran çok daha kısa sürmektedir. Halk arasında yaygın olarak kullanılan tabirle "tek celsede" yani tek duruşmada boşanmak isteyen kişiler açısından açılması gereken boşanma davası türü anlaşmalı boşanmadır.
Anlaşmalı boşanma davaları "tek celsede" boşanmayı sağlar demekle beraber sürenin değişiklik gösterebileceğini söyleyebiliriz. Bu sürenin değişiklik göstermesinde; anlaşmalı boşanma davasının görüleceği mahkemeden duruşma günü alınması, mahkemenin iş yükü ve tarafların gerekçeli kararı tebliğ almaları ile kesinleşme şerhinin dosyaya eklenmesi taleplerini hızlıca sağlamaları gibi hususların yanında bir de sürecin profesyonel bir şekilde yürütülüp yürütülmediği gibi sebepler etkili olabilmektedir.
Taraflarca imzalanan anlaşmalı boşanma protokolünün, anlaşmalı boşanmaya dair dilekçe ekinde mahkemeye sunulmasıyla birlikte, mahkeme tarafından tensip zaptı düzenlenerek duruşma günü verilir. Anlaşmalı boşanma davalarında duruşma günü, davanın tevzi edildiği mahkemenin iş yüküne göre değişim gösterir.
Duruşma akabinde boşanmaya karar verilir ve boşanma kararının kesinleştirilmesi süreci yürütülür. Anlaşmalı boşanma davasında duruşma gerçekleştirildikten sonra dosyanın kesinleştirilmesine ilişkin olarak yerine getirilmesi gereken işlemlerin yapılmaması durumunda, her ne kadar mahkeme tarafından boşanmaya karar verilmiş olsa da bu karar kesinleşmemiş olacağından dolayı hukuki sonuçlarını doğurmaz.
Anlaşmalı Boşanma Protokolü Nasıl Hazırlanmalıdır?
Tarafların boşanma ve fer’i niteliğindeki hususlarda anlaşma olgusunu ispatlayan ve anlaşmaya dair hususları açıkça ortaya koyan yazılı sözleşmeye ‘’anlaşmalı boşanma protokolü’’ denir.
Anlaşmalı boşanma protokolünde talepler, feragatler, kabuller açık bir şekilde ifade edilmeli; protokol açık, net ve icra edilebilir nitelikte düzenlenmelidir. Anlaşmalı boşanma protokolünde yer alan en küçük bir eksiklik veya hatanın, geri dönülmesi imkânsız hak kayıplarına sebebiyet verebilecek nitelikte sonuçlar doğurabileceği unutulmamalıdır.
Anlaşmalı boşanma protokolünde yer alan hükümlerin genelleme yapılarak dikkate alınamayacağı unutulmamalıdır. Yani eşler protokol maddelerinde birbirlerinden katılma alacağı taleplerinin olmadığını söylemişlerse bu eşlerin birbirlerinden katkı payı talebi de yoktur şeklinde yorumlanamaz. İleride mal paylaşımına ilişkin herhangi bir uyuşmazlık yaşanması halinde anlaşmalı boşanma protokolünün hükümleri devreye girecek ve ilk olarak incelenecektir.
Boşanmak isteyen taraflar aralarında düzenlenen bu protokol genel olarak her iki eşe hak ve borçlar yükler. Aile içi dinamikler her ailede farklı olacağından, her anlaşmalı boşanma protokolünün de kendine özgü bir yapısı ve içeriği olacaktır. Bu nedenle süreci avukatsız yürütecek dahi olsanız dijital ortamlardaki ‘’anlaşmalı boşanma protokol örneği’’ yahut ‘’anlaşmalı boşanma dilekçe örneği’’ şeklindeki dilekçeleri doğru şekilde anlayıp hak kaybı yaşamamak adına kendi sürecinize titizlikle uyarlamanız gerekmektedir.
Öncelikle protokolde tarafların boşanma kararı verdiklerine dair iradeleri bulunmalıdır. Akabinde protokolde; nafakaya, maddi ve manevi tazminata, mal paylaşımına, ev eşyalarının paylaşımına, velayete, ziynet eşyalara ve müşterek konutun boşanma sonrasında hangi eş tarafından kullanılacağına dair hususlar açık ve şüpheye mahal bırakmayacak şekilde düzenlenmelidir. Böylece ileride doğacak uyuşmazlıkların önüne geçilmesi sağlanır.
Taraflar velayet hususunda da tam bir uzlaşmaya varmış olmalılar. Ancak hâkim müşterek çocuğun veya çocukların menfaati doğrultusunda protokolde velayet hususunda değişiklikte bulunabilir. Burada üstün olan çocuğun menfaati olduğu için ve çocuğun üstün yararı da kamu düzenine ilişkin bir mesele olduğu için hâkimin takdir hakkı vardır. Böyle bir durumun yaşanması halinde tarafların, hâkimin velayet hususundaki değişikliğini kabul etmeleriyle birlikte boşanmaya hükmolunur.
Çocuğun üstün yararı velayet hususunda çok önemli bir husus olduğundan "Velayet ve Çocuğun Üstün Yararı’’ başlıklı yazımızı okumanızı ve bilgi sahibi olmanızı tavsiye etmekteyiz.
Eşlerin boşanmanın geçekleştirilmesi bakımından mal tasfiyesi hususunda anlaşmak zorunda olup oldukları tartışmalıdır. Fakat biz boşanma protokolünde bu hususun da açıkça düzenlenmesi gerektiği kanaatindeyiz.
Anlaşmalı boşanma protokolünde mal paylaşımına ilişkin olarak devir, ödeme, ödemelerin taksitlendirilmesi, ödemelerin vadelere bölünmesi, mal rejimine dahil olan malları satışı, satış bedelinin eşler arasında paylaştırılması ve diğer eşin payından mahsup edilmesi vb. hükümler düzenlenebilir. Ancak tüm bu hükümler, en ufak bir hata payına el verilmeden, icra edilebilir nitelikte ve yoruma kapalı olarak, hukuki bir dil ile düzenlenmelidir. İcra edilebilir nitelikte düzenlenmeyen hükümler, her ne kadar mahkeme tarafından gözden kaçırılsa ve hükme bağlanmayacak olsalar da, bu hükümlerin icrası açısından sıkıntı yaşanabileceği ve bu nedenle taraflar arasında başkaca davalar açılmasının gerekebileceği dikkate alınmalıdır.
Protokolde yer almayan yahut bahsedilmeyen mal paylaşımı, nafaka, ziynet ve mehir unsurlarına dair ileride uyuşmazlıklar doğabilmekte ve mahkemeye başvurulabilmektedir. Bu durumda tarafların anlaşmalı boşanma ile elde ettikleri menfaatler fiilen ortadan kalkabilmektedir.
Anlaşmalı boşanma protokolü taraflarca hazırlanabilir ancak taraflar hukuk bilgileri olmadığı için protokolün hazırlanması sürecinde bazı konuları gözden kaçırıp geri dönüşü olmayan hak kayıpları yaşayabilmektedirler.
Anlaşmalı Boşanma Kararı Nasıl Kesinleştirilir?
Anlaşmalı boşanma kararının kesinleşmesi için boşanmaya dair gerekçeli kararın tebliğe çıkarılması ve kesinleşme şerhinin düşülmesi ile kararın nüfusa gönderilmesi gerekmektedir. Anlaşmalı boşanma avukatı, tüm bu süreçleri de anlaşmalı boşanmanın bir parçası olarak müvekkilleri adına yürütür. Anlaşmalı boşanmanın kesinleştirilmemesi halinde taraflar halen daha hukuken evli olarak kabul edilir ve boşanma hususu nüfusa işlenmeyeceği gibi başkasıyla da evlenemezler.
Anlaşmalı Boşanma Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
Anlaşmalı boşanma davalarında görevli mahkeme Aile Mahkemeleridir. Aile Mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde ise Asliye Hukuk mahkemeleri davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakacaklardır. Anlaşmalı boşanma davalarında yetkili mahkeme sorunu yaşanmamaktadır ve taraflar, diledikleri aile mahkemesinde anlaşmalı boşanmaya ilişkin dava açabilirler. Çünkü zaten halihazırda taraflarca anlaşmalı olarak boşanılmakta olduğu için yetki itirazında da bulunulmayacağının kabulü gerekir.
Avukatsız Anlaşmalı Boşanma Davası
Anlaşmalı boşanma davası sürecinin avukat yardımı olmaksızın gerçekleştirilmesi durumunda büyük hak kayıpları meydana gelebilmektedir. Anlaşmalı boşanma davaları basit bir süreç gibi görünse de, hukuki her süreçte olduğu gibi bilinmesi gerekli olan ayrıntıları kaçırdığınızda hak kayıplarınız büyük olacaktır.
Özellikle boşanacak olan tarafların gelir durumları ve servetlerinin ortalamanın üzerinde olması durumunda milyonlarca liralık hak kayıpları, anlaşmalı boşanma protokolündeki hatalı hükümler nedeniyle yaşanabilmektedir. Bu nedenle her ne kadar anlaşmalı boşanma sürecinin avukat yardımı olmaksızın yürütülmesi mümkünse de, tavsiye edilmemektedir.
Taraflar, maddi imkansızlık veya başkaca herhangi bir nedenle avukat yardımı olmaksızın anlaşmalı boşanma davası açmak istiyorlarsa, öncelikle boşanma, boşanmanın ferileri (nafaka, tazminat, velayet), ziynet eşyaları ve boşanmada mal paylaşımı gibi hususlara ilişkin olarak sahip oldukları yasal haklarının neler olduğunu detaylı bir şekilde araştırmalı ve bu araştırmaya uygun olarak anlaşmalı boşanma protokolü ve anlaşmalı boşanma dava dilekçesi düzenlemelidir. Anlaşmalı boşanma protokolündeki en küçük bir eksiklik veya dikkatsizlik dahi çok büyük hak kayıplarına sebebiyet verebilmektedir.
Genel hatlarıyla anlaşmalı boşanmanın aşamalarını sıralayacak olursak;
· Eşler tarafında anlaşmalı boşanma kararı alınır.
· Boşanma protokolü hazırlanır.
· Protokolde velayet, nafaka, tazminat, ev eşyası vb. konular düzenlenir.
· Protokol taraflarca imzalanır.
· Dava dilekçesi hazırlanır.
· Protokol ve dava dilekçesi ile boşanma davası açılır.
· İvedi duruşma günü istenir.
· Taraflar duruşma günü mahkemeye giderler.
· Taraflar boşanma iradelerini açıklar ve protokoldeki imzalarını ikrar ederler.
· Mahkemece anlaşmalı boşanmaya karar verilir.
· Gerekçeli karar yazılır.
· Gerekçeli karar tebliğ alınır.
· Taraflar temyizden feragat eder.
· Kararın kesinleşmesi yapılır
· Nüfus müdürlüğüne karar gönderilir ve taraflar kimliklerini değiştirebilirler.
Sıkça Sorulan Sorular
Evlilik öncesi ‘’imam nikahlı’’ geçirilen dönem anlaşmalı boşanma süresi olarak sayılabilir mi?
Toplumumuzda yaygın olarak görülen evlilik öncesi ‘’imam nikahlı’’ geçirilen dönem bu süreye dâhil edilemeyecektir.
Anlaşmalı boşanma kararına itiraz edilebilir mi?
Elbette, bu karara itiraz edilmesi mümkündür. Kanunumuzda eşlerin anlaştıkları hususlara ilişkin irade beyanından dönmesini engelleyici bir hüküm bulunmamaktadır. Bu durumda eşlerden biri boşanma kararına itiraz etmişse artık bir anlaşma iradesinden bahsedilemeyeceğinden davanın çekişmeli boşanma olarak görülmesi gerekir.
Anlaşmalı boşanma davasının sonuçlanmasından sonra taraflar velayet davası açabilir mi?
Anlaşmalı boşanma davası bittikten sonra velayet kendisinde olmayan eş anlaşmalı boşanma davası sonrası şartların değiştiğini ve haklı gerekçelerinin olduğunu ileri sürerek velayet davası açabilir.
Anlaşmalı boşanma davasında mahkemece karar verildikten sonra nafaka istenmesi mümkün mü?
Anlaşmalı boşanma davasında kendi için nafaka istemeyen eş, sonradan nafaka talebinde bulunamaz. Müşterek çocuk/çocuklar için ise durum farklıdır. Velayet hakkı kendisinde olan eş, anlaşmalı boşanma davasında çocuklar için nafaka talep etmemiş olsa da sonradan dava açıp şartların değiştiğini ileri sürerek çocuk/çocuklar için nafaka isteyebilir.
Anlaşmalı boşanma davasında mahkemece karar verildikten sonra mal paylaşımı davası açılması mümkün mü?
Anlaşmalı boşanma davasında mal paylaşımına dair açık hüküm ve düzenleme bulunmazsa taraflar boşanma kararı sonrası mal paylaşımı davası açabilirler. Boşanma sonrasında yeni davalarla karşı karşıya gelmemek için boşanma protokolü ile mal rejiminin de düzenlenmesi gerekmektedir. Mal rejimi düzenlemesi ileride açılacak davaların, yargılama giderlerinin önüne geçmeyi sağlayacaktır.
Anlaşmalı boşanma davası sonrası mal paylaşımı davası hangi sürede açılmalıdır?
Mal paylaşımı davaları için 10 yıllık zamanaşımı süresi belirlenmiştir. Evlilik birliği devam ederken zamanaşımı işlemeyeceğinden hali hazırda anlaşmalı olarak boşanmış olan eşler, boşanma kararının kesinleşmiş olduğu tarihten itibaren 10 yıl içerisinde boşanma protokol hükümlerine göre mal paylaşımı davası açılabilecektir.
Anlaşmalı boşanma davası açıldıktan sonra eşlerden birisi vazgeçerse dava reddedilir mi?
Anlaşmalı boşanma davası açıldıktan sonra eşlerden birisi boşanma iradesinden dönerse hakim tarafından anlaşma sağlanamadığı gerekçesiyle dava reddedilmeyecek, dava çekişmeli hale gelecektir.
Comments